Aynı mesajı bekleyerek devam etmekten vazgeçiyorum.
Keşke mektuptaki gibi olsaydı her şey. Hiç değilse aralık bir kapının varlığından şüphe etmeye devam edebilirdim. Kim bilir, belki de postacı mektubu yanlış adrese bırakmış veya meraklı komşulardan biri mektubu ele geçirip koleksiyonuna katmıştı. Belki de müşterisi olduğu posta teşkilatı iflas etmiş, tüm mektupları yakacak tasarrufunda kullanmaya karar vermiş olabilirlerdi. Böylece mektup aslında yollanmak istenmiş, sadece bana ulaşamamış olurdu.
Ne yazık ki benim beklediğim bir mesaj. Yollamak istese yazıyı yazıp bir tuşa başması yeterli oluyor. Dünyanın sonu gelmediği için operatör şirketlerinin batma ihtimalsizliği yüzünden şebekeler tıkır tıkır işliyor. Mesajlar anında iletiliyor. Bana ise hiçbir mesaj kırıntısı ufalanmıyor.
Beklemeyi tersine çevirişlerimin sayısı üçü geçtiği için, şu anda kendimce koyduğum bir karara göre, dördüncü bekleyişi iptal ediyorum. Beklemek her zaman otobüs getirmiyor. Bazen sadece yola bakıp, o yola devam etmek gerekiyor.
Tüm yükün sırtında,
Yürüyerek.
En içten dileklerimi en dıştan belli ederek.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder