Öyle bir ikilem ki bu; gençliğimin en ufak bir dakikasını dahi kaçıramam, tüm zamanımı kendime ayırmalıyım düşüncesi bir yanda, 
büyüklerim, büyük anne ve babalarım, anne baba ve onların kardeşleri benimle daha çok birlikte vakit geçirmek istiyor ve hak ediyor, az kalan vakitlerine ortak olmalıyım. 
Bu konuda bana kalırsa asıl yük orta yaşlılarda: 
Hem anne babalarına hem de çocuklarına bakmak, onlarla ilgilenmek zorundalar. Diğer yandan belki orta derecede belki de çok ağır işlerde çalışmak zorundalar. Ev geçindirmek bir yana, delirmemek amacıyla da kendi sosyal hayatlarını sürdürmeleri gerek. Daha zorlu olamazdı onlar için hayat. 
Şiir konusunda çok hassasım, sevmez gibi yaparım çoğu kez çünkü bir şiiri beğenmem gerçekten çok zordur, neredeyse imkansızdır. Ukala damgası yemektense şiir sevmez damgası almayı yeğledim. Gerçekten de karşıladı, -çoğu- şiiri sevmem.
Çoğunu da anlamadığım bir gerçek şu güne kadar. Çok bilindik şiirlerin ne anlattığını veya neyi soyutladığını anlamadığım oldu. "Sevgilerde" şiirinde yaşadığım gibi. Ancak başkaları tarafından açıklandıktan sonra vazgeçilmezim oldu. Şimdilerde şiirin didaktik yönü beni buldu. Ertelemiyorum artık, özellikle de ailemi. Çok geç olduğu zaman bende kalan sevgilerin de değeri kalmayacak, eşyalar kadar.
Carpe Diem insanı değilim, Peter Weir okuluma kadar geldiği halde şanssızlıklardan ötürü gidemeyecek olmam da cabası, anlık mutlulukları tıpkı bir fotoğraf makinesi gibi yakalamayı seviyorum. Benzerlik kurarken az önce, ciddiyet payım vardı. Gerçekten de sevdiğim bir anı, yüzümün güldüğünü fark ettiğim anda, gözlerimi kapatarak uzun süreli hafızama kopyalamaya çalışıyorum. ilerde çok değerli olacağını bildiğim o anların.
Ne yazık ki plan insanıyım, ajanda ve plan ustasıyım. Ancak zaman acımasız, ben aynı güne beş program birden yerleştirmeye çalışsam da, bu işin onayı zamanın bürokrasisinden geçmiyor ne yazık ki.
Eğer plan yapıyorsam, planladığım şeyler gerçekleşirken mutlu olmalıyım, hafızalamalıyım. İlerisi için yeni planlar yapmak, merdivende duraksamadan çıkmak gibi, farksız. Halbuki bir soluklanıp da baksam ne kadar da güzel güneş ve boğaz.
 
"Life is what happens to you while you're busy making other plans."
Demiş John Lennon içten içe.