31 Ekim 2011 Pazartesi

Sürünü-yorum-luyorum-rte


Orada burada sürünüyorum sadece. Hani yaşadığımı sanıyorsanız düzelteyim dedim. Böyle yaşam mı olur?
"Bi sen misin bre barzo?"
Demeyin, tamam; benim gibi birçok üniversiteye hazırlanırken acı dolu günler geçiren insan var, kabulum.
Fakat bu benim hala süründüğüm gerçeğini değiştirmiyor kaptan bey?

İnecek var, öğrenciyim. Ne demek sadece ilkokula bir lira? İlkokul çocuğu metrobüs durağından minibüse mi binermiş? Günaydın.

En son ne zaman koştuğumu hatırlamıyorum. Hastalığımdan beri pek bir çıtkırıldım oldum. Bisikleti rafa kaldırdım. Dinamik en ufak belirti bulunamamış bedenimde. Kış geldi. Koşturacak sebeplerim yok. Hava karamsar, iç karartıcı; hoşuma gidiyor. Güzel filmler ve güzel müzikler var. Bu paragrafı bölüp ikinci paragrafa hangi cümleyle başlamak isterseniz, neden diye sorarım. Netanyahu?

Deri mont ihtiyaçtır, montlar arasından bir tercihtir. Fiyatlarsa sabittir, üç aşağı beş yukarıdır. Burjuvazi büyücüler sizi! Kıskanmayın deri ceketimi. İyi geceler.


Bir avuç yakın arkadaşla hayat dönüyor işte. Lazanya yapıp yiyebiliyoruz, bize geliyorlar. Kahkahalarla güldürüyorlar beni. Mutlu ediyorlar. Sağolsunlar. 
Scott Pilgrim vs. the World.
9.
Arabam yalanı, geçe kalan izin. Öpücüksüz vedalar. Geriye kalan yalnızlık ve bulaşık.
Bi daha gelin süper insanlar!




Neden hep yağmur benim üstüme yağıyor?
-17 yaşında söylediğin bi yalandan dolayı olabilir.
Gülmek için hala sebeplerim var, vaktim de var. Ama gökyüzünde yıldız filan yok. Kendimizi kandırmayalım.

(rte sürüsü yorumlamıcam vazgeçtim)
İçimde bir mutluluk var ama aynı zamanda yok gibi de. Ablama attığım kart gitmiş. 
En içten dileklerimle gitmiş.
Size de atarım, isterseniz.
İstememek yasakmış.

16 Ekim 2011 Pazar

Puşi takmaktan mı korksam, inadına takmaya devam mı etsem?


Buna benzer birçok faili meçhul dava mevcut, ancak hepsini paylaşmak mümkün değil. Ben bu davayla ve sanıkla empati kurdum; Çünkü aynı yoldan geçtiğim aynı tarz bir puşi giydiğim biri belki de işlemediği bir suçtan dolayı yargılanıyor. Hem de hapishanede. Pekala, ben de aynı durumda olabilirdim. 
Bilinçlenme dönemi başlasın artık!
Buyrun size bir davet:

Galatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği öğrencisi Cihan Kırmızıgül 21 Şubat 2010 tarihinden itibaren Tekirdağ 2 Nulu F Tipi cezaevinde tutuklu bulunmaktadır.
Cihan Kırmızıgül gibi birçok tutuklu öğrencinin de davalarının gündemde olduğu bu günlerde davaların objektif koşullar altında görülmediği bilinmektedir.
17 Ekim Pazartesi ,üniversite öğrencilerinin tutukluluk durumları ve akademisyenlerin bu konuda neler yapabilecekleri konularını tartışmak amacıyla düzenlenen panelimize sizleri de bekliyoruz.

Konuşmacılar

Ferda KESKİN(Bilgi Üniversitesiİ Felsefe Bölümü)

Güçlü Akyürek(Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi)

Gülşah Kurt Yücekul(Galatasaray Üniversitesi Hukuk Fakültesi)

(Aşağıdaki yazı bir alıntıdır.)
                                                                                   



İstanbul 'da 20 Şubat 2010 akşamı yüzleri puşili bir grubun boş bir markete molotofkokteyli atması üzerine gözaltına alınan ve olay yerine yakın bir yerde puşi taktığı gerekçesiyle gözaltına alınıp, gizli tanık ifadesiyle 20 aydır tutuklu bulunanGalatasaray Üniversitesi Endüstri Mühendisliği 3.sınıf öğrencisi Cihan Kırmızıgül beşinci kez hakim karşısına çıktı.Beşiktaş’taki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya BDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder,Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi Gazeteci-Yazar Özgür Mumcu da destek verdi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanık Cihan Kırmızıgül ile avukatları hazır bulundu. Duruşmada soruşturmayı geliştirecek başkaca husus olmadığından savcının görüşü soruldu.

SAVCI BERAAT İSTEDİ
Savcı Mustafa Çavuşoğlu duruşmada açıkladığı görüşünde, tutuklu yargılanan sanığın, "Silahlı terör örgütüne üye olmak", "Patlayıcı madde bulundurmak", "Kaygı, korku ve panik yaratmak amacıyla patlayıcı madde atmak" suçundan, tutuklu yargılandığını hatırlattı. Savcı sanığın yargılanmasına neden olan gizli tanığın beyanlarının çelişkili olduğunu, örgüt üyesi olduğu iddia edilen Cihan Kırmızıgül ile ilgili çelişkili anlatımlarına dikkat çekerek "Şüpheden sanık faydalanır" kuralı çerçevesinde mahkum edilmesi için yeterli ve inandırıcı delil elde edilemediğini anlattı. Savcı sanığın tahliyesini ve beraati yönünde karar verilmesini istedi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi ise verdiği ara kararında sanık Kırmızıgül hakkındaki kuvvetli suç şüphesinin devam ettiğini belirterek savcının talebini reddetti.

Ayrıca mahkeme sanığı, gizli tanığa teşhis ettiği yönündeki evrakı düzenleyen İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli polislerin duruşmada hazır edilmesi için yazı yazılmasına karar verdi.

"CİHAN’IN DURUMU MÜNFERİT DEĞİL"
Mahkemenin ardından Tutuklu Öğrenciler Dayanışma Platformu adına Uğur Mumcu’nun oğlu Özgür Mumcu adliye önünde açıklama yaptı. Özgür Mumcu, hakimin Cihan Kırmızıgül için tutuklu yargılanmasına karar verdiğini belirtti. Bundan sonraki duruşma Kasım ayında olacağını hatırlatan Mumcu, "İnşallah olumlu sonuç bekliyoruz" temennisinde bulundu.

Avukat Suat Eren, hukuk devletinde insanların bir anda gözaltına alınması, evlerinin basılması gibi korkularla yaşamadıklarını aktardı. Türkiye’de bunların aşılması gerektiğini söyleyen Eren, "Hukuk devletinde bu sıkıntıların yaşanmaması gerekiyor. Objektif kurallara göre yargılamalar yapılmıyor. Bunun en bariz örneği Cihan’dır. Cihan gibi yüzlerce dosya var. Bundan dolayı Cihan’ın sahiplenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü Cihan nezdinde devletin yetkilerini arkasına alıp savunmasız insanlara saldırılar bu şekilde devam ediyor. Ben bunu terör olarak tanımlıyorum. Savunmasız insana saldırmak budur" diye konuştu.

Eren sözlerini şöyle tamamladı: "İddia makamının esas hakkındaki son mütaalasında beraat istemesi bizce çok cesurca, güzel bir davranış. Birkaç eksiklik var. Bunlar önümüzdeki celseye kadar giderilecek. Biz mahkemenin de objektif kurallar çerçevesinde kaliteli karar vereceğini düşünüyoruz. O yönde bir ümidimiz var" (DHA)



Ürperdiniz, değil mi?

11 Ekim 2011 Salı

Bu yağmur (u) mutlu gelir sanmıştım.



   Doğru Sanmışım

Kabul etmediler mutluluğu, su dediğin nedir ki?
Yağmurla gelen,
                Çok da güzelken.
Bütün güzellikleri güneşten beklemişlerdi belki.

Mutluluğun resmi olmaz, rengi olmaz.
Kimseler onu çizemedi, bilemedi.
O halde neden bu sarıdaki naz?
Saydam bir sudur onun bilinmezi.

  Mutluluğu renklerde kentlerde arama, bulamazsın. Sadece uzağa doğru bak, saydam yağmurun içinden. Yağmur engel olmaz senin görüş açına, 
aksine böler dünyanın renklerini yedi farklı parçaya.

                                                                                                              C vitamini.