Küçük kızlara hep sempati duymuşumdur. Küçük kız, maksimum 10 yaşında olacak bu arada. Eğer 10 yaşından küçükse ve acındırıcı gözüküyorsa, çok garip bir şekilde sevgi ögem olabiliyor.
Galiba hayatım boyunca benden bir yaş ve dört yaş küçük olacak kız kuzenlerimle de alakalı bir şey. Nedense hep onları koruma, kollama ve bütün üzüntü verecek durumlardan uzaklaştırma içgüdüsüne sahip oldurtulmuşum. Halbuki böyle bir şeye ihtiyaçları olmadı ki. -deliliğim başlıyor.-
Yüzünü Dökme Küçük Kız
Bırak Üzülmeyi
Yalnız Senmisin Bir Düşün
Unutan Sevilmeyi
Her Siyahın Bir Beyazı
Gecelerin Gündüzüde Vardır
Yüzünü Dökme Küçük Kız
Kızma Onlara
Yalnız Senmisin Bir Düşün
Zincir Oranda Buranda
Her Tutsağın Bir Kaçışı
Uykunun Uyanışıda Vardır
Yüzünü Dökme Küçük Kız
Yaşamın Anlamını Bul
Sonra Dinle Kendini
Yolunu Bil
Her Siyahın Bir Beyazı
Gecelerin Gündüzüde Vardır.
-Bülent Ortaçgil- (Bütün sözleri verilmiş, içinizden mırıldanmanız umut edilmiştir.)
Herkes erkek çocuk ister ya, kız çocuk isterim ben. Ne olursa olsun, bir tane de kız çocuk bulunsun. Neşe kaynağı, umut verici, ne de tatlı.
Kızım olursa dünyanın en şanslı kızı olacak.
Sanırım ben de oluşan bu küçük kıza acıma durumu, küçük kızların gördüğü haksız şiddet ve adaletsizlikten geliyor. Feminist ve aşırı komist olduğumu düşündürücü tepkiler istemiyorum, çünkü bu yaptığım sadece insan olmanın gerektirdiği.
Söyleyecek çok fazla sözüm yok aslında. Her şeyi açıklayacak bir alıntım var ama:
KIZ ÇOCUĞU...
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kağıt gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler...
-Nazım Hikmet RAN-
Kapıları çalan benim
kapıları birer birer.
Gözünüze görünemem
göze görünmez ölüler.
Hiroşima'da öleli
oluyor bir on yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım,
büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce,
gözlerim yandı kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim,
külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için
hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki
kağıt gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı,
teyze, amca, bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin
şeker de yiyebilsinler...
-Nazım Hikmet RAN-
En derin saygılarım.






